Epoksi Poliüretan Uygulama ve Satış, Konularında. Epoksi Astar, Ara Kat, Son Kat Seçimlerinde Malzemeyi Nasıl Uygulayacağınız Konusunda Benimle Görüşebilirsiniz. DANIŞMA ÜCRETİ TALEP ETMİYORUM. Epoksi Poliüretan Satışları Ve Uygulamaları Konusunda Malzeme Konusunda Her Zaman Arayabilir Bilgi Edinebilirsiniz. Epoksi Yada Poliüretan zemin etüdü kesinlikle ücretsizdir.

Epoksi Poliüretan Uygulama Satış Ve Ücretsiz Danışmanlık Hizmetlerim mevcuttur.



Saygılarımla

Epoksi Poliüretan Sistemleri Uzmanı

Emrah

İrtibat Tel: 0530 907 88 75


6 Ocak 2011 Perşembe

Deniz Boyalarında Yerli Üretici Firma İçin Başarının Zorluğu

Deniz Boyalarında Yerli Üretici Firma İçin Başarının Zorluğu
Ticari yapının büyüklüğünün gerekliliği yanında bazı teknolojik yeterlilikler de bir üreticinin dikkate alması gereken unsurlardır. Bunlardan en bilineni, Antifouling boya (Deniz canlılarının karinaya yapışmasını engelleyen boya – Türkçe tam tercümesi olmadığından yanlış bir terim olan “zehirli boya” olarak bilinmektedir) formülünün uygulamadan sonra performans değerlendirmesi yönü ile daha etkili ve çevreye daha az zararlı olacak şekilde dizayn edilmesi gerekliliğidir.

denizDeniz boyalarında sektöre cazip gelen konu, bu sektöre hitap eden boyaların birim fiyatlarının yüksek olmasıdır ancak pazarın göreceli olarak küçük olduğu da dikkate alınmalıdır. Dünya pazarı dikkate alındığında, pazara hâkim olan firmaların uluslararası büyüklük ve yapıda oldukları, dünyanın her yerine uzanan boya dağıtım ağları yanında güçlü bir teknik servis ağına da sahip oldukları görülmektedir. Kullanıcıların (armatörlerin) boya uygulamalarından beklediği yüksek performans, deniz boyaları üreticilerine ciddi bir mali mesuliyet yüklemekte ve bunun sonucu olarak gerek üretim aşaması ve gerekse uygulama esnasında ciddi bir kalite kontrol sistemi oluşturulması, boya firmalarının sonradan doğabilecek yüksek maddi tazminatları önleyebilmesi için şarttır.

Pazar genelde büyük gemilerin bakım onarımı ve yeni gemi inşaası boyaları ile yat boyaları gruplarına ayrılabilir. Dünya pazarı sadece bakım onarım için yaklaşık 430 milyon litredir ve bunun parasal karşılığı 2,6 milyar ABD Doları civarındadır.

Dünya pazarında bilinen boya firmaları Akzo Nobel (International Paint), Hempel, Jotun, SigmaKalon, KCC, Chugoku, Ameron, Wilckens gibi firmalardır.
Bu firmaların teknoloji gelişimi 100 seneyi aşkın bir tecrübenin ürünü olup, çoğu firmaların nüvesi kimya sanayiinin ve denizciliğin beşiği diyebileceğimiz ülkelerde oluşmuştur. Mesela Amerikan DEVOE firmasının kuruluş yılı 1754 olup, Amerika Birleşik Devletlerinin kuruluşundan da öncedir. Araştırma - geliştirmenin de öncüleri olan bu firmalar birçok konuda sanayide öncü olmuşlardır (İlk epoksi reçinesi sentezi 1942’de DEVOE Kentucky laboratuarlarında gerçekleştirilmiştir).

denizTicari yapının büyüklüğünün gerekliliği yanında bazı teknolojik yeterlilikler de bir üreticinin dikkate alması gereken unsurlardır. Bunlardan en bilineni, antifouling boya ( Deniz canlılarının karinaya yapışmasını engelleyen boya – Türkçe tam tercümesi olmadığından yanlış bir terim olan “zehirli boya” olarak bilinmektedir) formülünün uygulamadan sonra performans değerlendirmesi yönü ile daha etkili ve çevreye daha az zararlı olacak şekilde dizayn edilmesi gerekliliğidir. Sadece bu konu bile teknolojinin mevcut kayıtlardan araştırılması yöntemini yetersiz kılmakta ve firma içinde sürekli Ar-Ge çalışmasını zorunlu hale getirmektedir.

Zehirli boyalarda kullanılan bakır oksit yakın bir gelecekte IMO ( Uluslararası Denizcilik Organizasyonu) tarafından yasaklanabilir. Yerine kullanılacak kimyasal madde deniz canlılarına daha az zararlı veya tamamen zararsız olmak zorundadır. Yeni biyositlerin araştırılmasında ülkemiz o kadar da geri kalmış değildir. TÜBİTAK, bor türevlerinden hareketle bu konuda ciddi araştırmalar yapmakta ve olumlu sonuçlar almaktadır.  Çevreye etkisi en aza indirgenmiş bu yeni nesil biyosit ile biyosit pazarında dünya devi INVISTA’ya iyi bir alternatif oluşturulacağına inanılmaktadır.

Sektöre hitap eden boyaları formüle ederken bilhassa su altı karina ve tank içi boyalarında kullanılan teknoloji, teorik olarak doğru, güvenilirliği laboratuar ortamında test edilmiş, gerçek uygulamalarda denenmiş olmalıdır. Bu ise yeni bir boyanın pazara takdim edilmeden önce, yeterli sürenin 2 ile 5 yıl gibi bir zamana gereksinimi olacağını göstermektedir.

Dikkate alınması gerekli diğer teknolojik hususlar ise boya filminden beklenen maksimum performansın elde edilebilmesi için boyanın uygulamasından önce ve esnasında uyulması gereken sınırlamaların tespitidir. İkinci adım, bu sınırlamaların uygulamacı lehine değiştirilmesi için formulasyonda geliştirmeler yapılmasıdır.

Konuya birkaç örnek vermek gerekirse;

Uzun Pot - Life ( karışım ömrü) iki komponentli boyalarda avantajdır. Solventsiz epoksilerde bu süre yaklaşık 20-30 dakikadır. Bu süre uzatılmalıdır. Çünkü bazen  20 lt boya karışımını uygulamak için bu süre yetersiz kalabilir ve boya kendi kabında donabilir.

Yüzey hazırlığı şartı minimum olmalıdır. Astar boya uygulanmadan önce altyapının hazırlığı için İsveç standartları Sa2½ yerine Sa2 yeterli olmalıdır. Bu tip boyalar Yüzey Toleranslı sıfatı ile piyasada olmakla birlikte, daha da iddialı olarak paslı yüzeye yapışabilen tip boyalar da mevcuttur.

Uygulama Esnasındaki Atmosferik Koşulların Sınırlamaları

İyi bir uygulama pratiğinde; Dew point ile çelik sıcaklığı arasındaki fark çelik lehine 3 ºC olduğu durumda alt yapı nemsiz ve kuru olup alt yapı boya ugulaması için uygundur. Buna karşılık ketimin teknolojisi ıslak ve nemli yüzeylere yapılan uygulamaların mükemmel sonuçlar verdiğini göstermektedir. O halde bu sınırlarda zorlanabilir.

Minimum Overcoating Time ( Boya üzerine yeni boya katı uygulamak için beklenmesi gereken en az zaman): Bu süre 4 saatten az ise aynı gün içinde iki kat boya uygulamak mümkün olur ve maliyette ciddi bir tasarruf imkânı oluşur.

Maksimum Overcoating Time ( Boya üzerine yeni boya atarken maksimum aderansın- yapışmanın- sağlanabilmesi için uygulamadan önce beklenebilecek en uzun zaman süreci) : Bu süre ne kadar uzun olabilirse, projenin planlaması o nispette kolay olacaktır. Bu süre çok kısa ise süre dolmadan üzerine boya uygulaması yapılacak ve iş akışı bozulabilecektir. Bu süre dolduktan sonra ise aderansın temini ancak bu katın süpürme raspası ile pürüzlendirilmesinden sonra mümkündür. Bu durumda da aderans daha güçlü olan kimyasal aderans değil fakat mekanik aderans olur.

Boyanın hacimce katı madde miktarı – yüzdesi: Çoğu yerli firmalar ağırlıkça katı madde miktarını teknik bültenlerinde kullanmaktadır ancak bu değer boyanın uygulamadaki birim m² sarfiyatlarını hesaplamakta yetersizdir. Tüm yerli firmalar teknik bültenlerinde hacimce katı madde miktarını belirtmeli ve boyaları litre bazında fiyatlandırmalıdırlar.

Litre bazında satılan boyalarda yoğunluk birim fiyat üzerinde ciddi bir negatif etki yapmakta, bu ise üreticiyi- formülatörü yüksek performanslı, hafif, yağ emme kabiliyeti düşük tip dolgu pigmentlerine yönlendirmektedir. (Silikat türevleri – Diatomatious silica vs.)

Polimerik boyalarda bağlayıcıların modifikasyonu ile en çok istenen özelliklerin boyada ön plana çıkarılması:

  • Silan katkısı ile boyanın alt yapıya aderansının arttırılması,
  • Hidrokarbon reçine ile boya filmine esneklik verilmesi,
  • Fenolik yapı ile kimyasal direnç arttırılması,
  • Poliaminoamid, Poliamidoamin ile deniz suyu direncinin arttırılması,
  • Poliamid Wax ve benzerleri ile akma yapmadan tek katta uygulanabilir kalınlığın arttırılması gibi çalışmalar sürekli ve yeni geliştirilen ham maddelerin bilinmesi ile mümkündür.

Yukarıdaki gerçekler göz önüne alındığında, yerli firmaların da bazı avantajları olduğu ve bunların dikkatlice kullanılması halinde küçük ama bölgesel olarak güçlü firmaların, varlıklarını güçlenerek sürdürebileceği anlaşılmaktadır. Ülkemizde geçmiş yıllarda deniz boyaları alanında güç kazanmış birkaç firma olduğu sektörün malumudur. Bu firmalar zaman içinde gelişmek yerine, politikalarındaki yanlışlıklar nedeniyle küçülmüşler hatta yok olmuşlardır. Üretici olarak varolmanın en kolay yolu deniz boyaları teknolojisine sahip, göreceli olarak küçük ama ülkemizde yerleşik ticari faaliyeti olmayan yabancı bir firmayla işbirliğine gitmek olabilir. İkinci ve ülke menfaatleri gözetildiğinde, olması gereken yol ise dünya ticaretinin globalleşmesinin, teknolojinin ve bilginin daha kolay ulaşılabilir olmasının da avantajıyla belirgin geminin belirlenmiş hedef alanları için, (Balast tankları- ambarlar  vs.) çevre duyarlılığı yüksek özgün ürünler geliştirerek, yaşadığımız bölgede etkin bir firma oluşumudur. İkinci durumda bilgiye ve bilgili elemana firmaların değer vermesi ve uzun vadeli hedeflerle yola çıkması gerekmektedir. Unutmayalım ki, kendimize örnek aldığımız rakipler yaklaşık dört nesildir aynı organizyonlarla üretim, satış ve pazarlama faaliyetlerinde bulunmaktadır. Ülkemizde bilinenin aksine üniversitelerin teknoloji parkları Ar-Ge konularında, KOSGEB mali konularda, TÜBİTAK yine Ar-Ge konularında firmalara yardımcı olabilecek öncü kuruluşlardır.

Ahmet HACIOĞLU
Genel Müdür
Ema Boya

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder